
Havacılık dünyasında “fume event” (kabin havasına toksik gaz sızması) olarak bilinen ve uçak kabinlerine sızan zehirli dumanların yol açtığı iddia edilen sağlık skandalları, Amerikan Havayolları pilotu Ron Weiland’in ölümüyle yeniden dünya gündemine oturdu.
ALS hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden pilotun ailesi ile uçak üreticisi Boeing arasında süren dava, gizli bir anlaşmayla sonuçlandı.
he Wall Street Journal’den edinilen bilgilere göre, Amerikan Havayolları’nda görev yapan pilot Ron Weiland, 2016 yılında bir ping pong maçı sırasında aniden koordinasyon yetisini kaybetti.
Kısa süre içinde konuşma bozuklukları yaşamaya başlayan Weiland’e, 2017 yılında motor nöron hastalığı olan ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) teşhisi kondu. Hızla ilerleyen hastalık sonucunda tecrübeli pilot 2019 yılında yaşamını yitirdi.

KABİN HAVASINDAKİ TOKSİK GAZ İDDİASI
Weiland, ölümünden önce verdiği ifadelerde görev yaptığı uçakların motorlarından gelen yoğun yağ kokusunu ve dumanı defalarca fark ettiğini belirtmişti. Havacılık literatüründe “fume event” olarak adlandırılan bu olaylar, uçak motorlarından sızan yağın ısınarak kabin havasına zehirli organofosfat gazları yaymasıyla oluşuyor.
Pilotun eşi Martha Weiland, bu toksinlerin eşinin hastalığını tetiklediğini savunarak 2020 yılında Boeing’e dava açtı.
BOEİNG SESSİZCE ANLAŞTI
Havacılık devinin, suçlamaları kesin olarak kabul etmese de davanın mahkemeye taşınmasını engellemek amacıyla Martha Weiland ile maliyeti açıklanmayan gizli bir uzlaşmaya vardığı bildirildi. Bu anlaşma, sektörde kabin havası kalitesinin insan sağlığı üzerindeki etkilerine dair tartışmaları alevlendirdi.

MAĞDURLAR ARTIYOR
Nörolojik Hasar ve Kalp Sorunları “Fume event” mağduru olan tek kişi Weiland değil. Amerikan ve İngiliz havayollarında çalışan çok sayıda pilot ve kabin görevlisi; ciddi kas kaybı, sinir sistemi hasarları, beyin sisi, kalp ritim bozuklukları ve kronik yorgunluk gibi şikayetlerle mesleklerini bırakmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor.
Araştırmalar henüz maruziyet ile hastalıklar arasında kesin bir neden-sonuç ilişkisi kuramasa da, rapor edilen nörolojik vaka sayısındaki artış dikkat çekici boyutlara ulaştı.
Üretici firmalar ve havayolu şirketleri, kabin havasının güvenli olduğunu savunmaya devam ederken; bağımsız uzmanlar uçaklardaki filtreleme sistemlerinin yetersizliği ve motor sızıntılarının “meslek hastalığı” olarak kabul edilmesi çağrısında bulunuyor.